Kerahat vakti nedir? Kerahat Vaktinde Namaz kılınır mı? Uyunur mu?

Kerahat vakti nedir?


Kerahat vakti, güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu vakte denir. İslam dinine göre kerahet vakitlerinde namaz kılınması mekruh'tur.





Kerahat vakitlerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Sabah Kerâheti: Güneş doğarken başlar, kırk beş dk. sonra sona erer.

2. Öğle Kerâheti: Güneş tepedeyken, öğle namazı vaktinden yaklaşık kırk beş dk. önce başlar, öğle ezanı okununca sona erer.

3. Akşam Kerâheti: Güneş batarken, yani akşam namazından kırk beş dk. önce başlar, akşam ezanı okununca sona erer.

Kısaca güneş doğarken, tepedeyken ve batarken namaz kılınmaz. Bu vakitlerde namaz kılınması tahrîmen (harama yakın) mekruhtur.

Kerâhet vaktinde kılınan farz namaz geçerli değildir. Nâfileler sahih olsa da, usûlen mekruh olur. Bu üç vakitte başlanan nâfileleri bozmalı, ancak başka bir zamanda kazâ etmelidir.

Akşam kerâhat vaktinde ikindi namazının farzı hariç, bir farz namaz kılınsa dahi sahih (doğru) olmaz. Bu yüzden kerâhat vaktinde kılınan farz namazın, kerâhat vakti çıktıktan sonra o namazın tekrar kılınması daha doğru olur.

Tilavet secdesi vaciptir ve kerahat vakti kılınmaz. Kılınsa dahi sahih değildir. Kısacası kerâhat vakti hiçbir şekilde namaz ve secde yapılmaz. Yalnızca o günün ikindi namazının farzına izin vardır.

Sahabiden Ukbe b. Amir r.a. şöyle anlatmıştır:

"Rasulullah (s.a.v.) üç vakitte namaz kılmamızı ve cenazemizi defnetmemizi yasakladı. Bu vakitler:

* Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar.

* Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, batıya meyledinceye kadar.

* Güneş batmaya meylettiği andan batıncaya kadar."(Müslim, Müsâfirîn 293; Ebû Dâvud, Cenâiz 55; Tirmizî, Cenâiz 41; Nesâî, Mevâkît 31).


Hadiste zikredilen üç vakit, gündüzün uzunluk ve kısalığına göre değişmekle birlikte, yaklaşık olarak kırk beşer dakikalık sürelerdir. Bu vakitlerde namaz kılınması, yukarıdaki hadis ve aynı anlamda olan daha başka hadisler dolayısıyla mekruh görülmüştür.

Şuna da dikkat çekmek lazımdır: Bir kimsenin ikindi namazını kerahet vaktine bırakmaması esastır. Fakat her nasılsa kerahet vaktine kalmışsa, güneş batıncaya kadar ikindi namazını yine de mutlaka kılmalıdır. Çünkü namazı kerahet vaktine bırakmak mekruh, kazaya bırakmak ise haramdır.

Bu üç vaktin dışında iki vakit daha vardır ki, o vakitlerde nafile namaz kılınması mekruh görülmüştür.

* Sabah namazının vakti girdikten sonra güneş doğuncaya kadar sadece sabah namazının iki rek'at sünneti kılınabilir. Bunun dışında nafile bir namaz kılınması mekruh görülmüştür.

* İkindi namazı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar nafile namaz kılınması mekruhtur.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz, bu vakitlerde vaktin namazının dışında namaz kılmayı yasaklamıştır.

Buna göre sabah namazını kerahet vaktinde kılan bir kimse yeniden kılmalıdır. Eğer o günün öğle vakti olmadan kaza ederse, sünnetiyle beraber kaza eder. Başka zamana kalırsa sadece farzını kaza eder.


Kerahat Vaktinde Uyunur mu?


Hadis-i Şerifte:“İkindiden sonra,  uyuyup da aklını kaybeden kimse, yalnız kendini kınasın.”(Kenzu’l-Ummal, h. No. 41362)
buyrulmuştur.

Mecmauz’zevaid’de bu hadisin zayıf olduğuna işaret edilmiştir.(bk. Mecmau’z-zevaid, 5/116).

Bilindiği gibi -gündüz itibariyle- uykunun üç zamanı var ve üç ayrı hükmü vardır:

Birincisi: Gayluledir: Bu uykunun zamanı; sabah namazının girmesiyle başlar, ta kerahet vaktinin bitiş zamanı olan güneşin doğmasından yaklaşık 45 dakika sonrasına kadar devam eder.

Bu vakit, günlük çalışmanın hazırlığını yapmak, serinliğinden istifade etmek zamanıdır. Güneşin doğmasından sonra bir rehavet/gevşeme söz konusu olup, çalışmanın şevkini kırdığından ve de bereketsizliğe sebebiyet verdiğinden, hadiste “hilaf-ı sünnet/Sünnete aykırı” olarak değerlendirilmiştir.

İkincisi: Feyluledir: Bu vakit, ikindi namazından sonra başlar, akşam namazına kadar devam eder. Bu uyku, insanda sersemlik meydana getirdiğinden, yarı uykulu bir hal oluşturduğundan, adeta insanın ömrünün kısalmasına sebebiyet vermiş olur, Yukarıdaki hadis rivayetinde geçen aklın kaybolması meselesi, bu sersemliğin şiddetine işarettir. O günkü yapılan işlerin sonucunu görmek genellikle o vakitte olacağı için, o esnada uyuyan kimse, sanki o günü yaşamamış ve o günün manevî neticesini görmemiş gibi olur. Bu sebeple, bu uyku da hadiste mekruh sayılmıştır. 

Üçüncüsü: Kayluledir:  Bu uyku sünnettir. Kuşluk vaktinden başlar, öğleden biraz sonraya kadar devam eder. Yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna denktir. Bu uyku, teheccüd namazının rahatlıkla kılınmasına yardımcı olduğu gibi, insana kazandırdığı zindelik sayesinde çalışma temposuna katkı sağlamakta ve çalışma enerjisini arttırmaktadır.(Bu konu için bk. Nursi, Lem'alar/28. Lema).