Faiz (Riba)

İslam'da Faizin Hükmü


Bil ki faiz haramdır ve büyük günahlardandır, Allah'ın ateş vaat ettiği suçlardandır...


Riba Sözcüğünün Lügat Anlamı


Riba kelimesi fazlalık, fazlalaşma, artış ve çoğalma anlamlarında kullanılmıştır. Borç verenin borçludan aldığı kâr ya da veresiye satın alanın ödediği fazlalığa riba denir. Riba Arapça bir kelime olduğu için onu, Arapça lügat kitaplarından yararlanarak inceliyoruz.


Kur'ân'da da kullanılmış olan Riba kelimesi "Rab" kökünden türetilmiştir. Araplar bir şey çoğalıp büyüdüğünde ona "Rebe'ş-şey' " derler. İşte bu nedenle mal çoğaldığında "Rebe'l-mâl" denilmektedir. Bu tabir atın fazla koşması sonucu yanlarında şişkinlik oluştuğunda "Rebe'l-feres" şeklinde kullanılmaktadır. Yeryüzünde görülen çıkıntılara da "rebve" denilmektedir.


Kur'ân-ı Kerim'de riba kelimesinden türeyen kelimeler çoğalma, fazlalaşma ve yükselme anlamlarında kullanılmıştır:


"Fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o (yeryüzü), kıpırdanır, kabarır (çoğalır).


"Allah ribayı azaltır ve yok eder; sadakaları ise artırır."


"Sel üste çıkan (yükselen) bir köpüğü yüklenip götürdü."


"O da onları pek şiddetli şekilde (sürekli artan bir şiddetle) yakalayıverdi."


"İpliğini iyice büktükten sonra onu söken kadına benzemeyin. Bir topluluk diğer bir topluluktan daha çok ve üstün diye yeminlerinizi bir düzen (fesat) haline koymayın; Allah sizi bununla sınar ancak ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyi de kıyâmet günü, size açıklar, bildirir."


"Onları (Meryem oğlu ve annesini) yerleşmeye elverişli, sulu bir tepeye yerleştirdik."


Kuran-ı Kerim'de riba kelimesi kârın anaparadan daha fazla olması anlamındadır:


"Eğer gerçekten inanıyorsanız riba olarak artan miktarı almayın. Şayet böyle yapmazsanız, Allah ve Resulü'ne karşı savaş ilân etmiş olursunuz. Eğer tövbe edip faizcilikten vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir."


Kuran-ı Kerim malın artış şekliyle ilgili özel bir artış türünü reddetmektedir. Ticaret yoluyla elde edilen kâr ve malın artışı reddedilmemiş, bilakis teşvik edilmiştir. İslâm öncesi Araplar, aralarında yaygın olan faizle normal alışveriş arasında fark gözetmiyor, her ikisinin de aynı şey (ticaret) olduğunu düşünüyorlardı. Günümüzde bile birçokları aynı inanca sahiptirler. Ama İslâm dini faizle alışverişi birbirinden tamamen farklı şeyler olarak görmüştür.


"Faiz yiyenler, ancak Şeytan tarafından çarpılmış gibi bir hale geliverirler. Bu da onların, alış-veriş de faiz almaya benzer, onun eşiti demelerindendir. Allah, alış-verişi helâl etti, faizi haram. Rabbinden kendisine öğüt verilen, faizden vazgeçerse eskiden aldıkları ona aittir, işi de Allah'a ait. Fakat bundan sonra gene tutup faiz alanlar, ateş ehlidir, orada da ebedî kalırlar."


Onlar, alışverişin de faiz gibi olduğunu düşünerek böyle diyorlardı. Oysaki Allah alışverişi helâl, faizi ise haram kılmıştır.


Faizin Kuran-ı Kerim'de Haram Kılınışı


Faizin haram kılınması konusunda araştırmacılar arasında iki görüş vardır: Bazılarına göre; İslâm dini zuhur ettiği zaman faiz, Arap yarımadasında aşırı yaygın idi. Bu münasebetle faizin bir defada haram kılınmasının imkânsızdı. Dolayısıyla Yüce Allah bi'setin başlarında değişik ayetler göndererek faizi kınadı ve uygun zemin oluşuncaya kadar onun haram kılınmasını zamana yaydı.


Faizin tedrici olarak haram kılınması görüşünü ilk defa Üstad İsmail Halil, Hicrî 1326 yılında Kahire'deki derslerinde açıkladı. Daha sonra Dr. Muhammed Abdullah Derraz bu görüşü 1951 yılında Paris'te düzenlenen bir konferansta ortaya attı ve "er-Riba fi Nazari'l-Kanuni'l-İslâm" kitabını yayınladı. Dr. Derraz'dan sonra birçok ilim adamı onu izleyerek ya da bu konuda müstakil araştırmalar yaparak bu görüşü kabul etti.


Faizin tedrici olarak haram kılındığı görüşünü ortaya atan araştırmacılar, konunun ayrıntılarında farklı görüşler öne sürmüşlerdir. Bazıları faizin üç aşamada[12] haram kılındığını söylerken bazıları dört [13] ve bazıları ise beş aşamada[14] haram kılındığını savunmaktadırlar. Ancak onların tümü, faizin de şarap gibi öncelikle öğütle, sonra kısmen yasaklandığı ve en sonunda da kesin bir şekilde tamamen haram kılındığı görüşündedirler. Bunun karşısında bir grup kimse de İslâm dininin ribayı bir defada haram kıldığını savunmaktadır.


Birinci grup, kendi tezlerinin doğruluğunu kanıtlamak adına ayetlerin tarihi ve tefsîri konusunda oldukça yoğun bir çaba sarf etti ve faizin tedrici olarak haram kılınması ile ilintili oldukça anlamlı tarihsel bir seyir sundu. Ama onların görüşlerinin aksini isbatlayan deliller de mevcuttur. Onlar, riba ayetlerinin bazıları hususunda öylesine görüşler ortaya atmışlardır ki günümüze kadar hiçbir müfessir onları savunmamış, hatta ihtimalini bile vermemiştir.


Sumae diyor ki: "İmam Sadık'a (a.s.) şöyle dedim: Ben, Allah'ın birkaç ayette ribadan söz ettiğini ve tekrarda bulunduğunu gördüm. İmam: "Bunun sebebini bilmiyor musun?" diye buyurdu. "Hayır" dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu:


"İnsanların (karzu'l-hasene gibi) iyi işlerden kaçınmamaları için tekrar etmiştir." 


Bu hadisten, riba ayetlerinin Kuran'da tekrar edilmesinin sırf faizin haram oluşunun önemini vurgulamak ve üzerinde dikkatle durulmasını sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bazı ayetlerin nüzul sebeplerinden anlaşılan da budur. Bazı Müslümanlar, Âl-i İmran suresinde haram kılınmasından sonra faizden vazgeçmemiş, riba alıp vermeye devam etmişlerdir. Bu yüzden Allah, Bakara suresinin ayetlerini göndererek faizcileri nasıl bir akıbet ve azabın beklediğini bildirmiş; bu tehditlerle o kötü ameli Müslümanların iktisadî yaşantısından tamamen kaldırmayı hedeflemiştir. Buna göre, faizin tedrici olarak haram kılındığı görüşünün doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır.


Sünnette Faiz


Faizin büyük bir günah olmasından ve toplum fertlerinde bıraktığı etkiden dolayı bu konu hakkında Kuran ayetlerinin dışında Resulullah (s.a.a.) ve Ehlibeyti'nden (a.s.) birçok hadis nakledilmiştir. Bütün hadisleri bir yerde nakletmek faizin daha iyi anlaşılmasına sebep olacaktır. Ancak bazı hadisler kitabın diğer bölümlerinde nakledilmiş olduğundan tekrardan kaçınmak için burada diğer bölümlerde daha az değinilmiş hadislere yer vereceğiz
 


Faiz Büyük Günahlardandır


İmam Rıza (a.s.) şöyle buyuruyor:


"Şunu bil ki faiz haramdır ve büyük günahlardandır, Allah'ın ateş vaat ettiği suçlardandır. Ondan Allah'a sığınırız. Faiz bütün peygamberlerin sözlerinde ve semavî kitaplarda haram kılınmıştır." [17]


İmam Sadık (a.s.) babalarının vasıtasıyla Resulullah'ın (s.a.a.) İmam Ali'ye (a.s.) vasiyetinde şöyle buyurduğunu naklediyor:


"Ey Ali! Faiz yetmiş bölümden oluşmaktadır, onların en küçüğünü işleyen Mescüdu'l-kendi annesiyle zina etmiş gibidir. Ey Ali! Allah katında faizin bir dirhemi/kuruşu kendi mahremleriyle Mescidu'l-Haram'da yaptığı yetmiş zinadan daha büyük bir suçtur."[18]


Bu tabire benzer başka hadisler de Şia ve Ehlisünnet kanalıyla nakledilmiştir.[19]



Faiz Yemek En Kötü İştir


Resulullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur:


"Kazanç ve alışverişlerin en kötüsü ribadır."[20]


İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurdu:


"Kazançların en kötü ve iğrenci faiz yemedir."[21]


İmam Kâzım (a.s.) babalarının vasıtasıyla Resulullah'ın (s.a.a.) şöyle buyurduğunu nakletti:


"Ölümümden sonra ümmetim için korktuğum şeyler, şu haram kazançlar, gizli şehvet ve ribadır."[22]


İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurdu:


"Allah bir kavmi helak etmeyi irade ettiğinde aralarında faiz aşikâr olur."[23]


Hz. Resulullah (s.a.a.) şöyle buyurdu:


"Faiz ve zina bir toplumda ortaya çıktığında o toplumun yok edilmesine izin verilir".[24]



Faiz Karmaşık Bir iştir


Hz. Ali (a.s.) bir hadisinde şöyle buyurdu:


"Alışveriş hükümlerini öğrenmeden ticaret yapan kişi mutlaka faize bulaşacaktır ve faiz yiyen kişi kesinlikle ateştedir."[25]


Yine Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur:


"Ey insanlar! Önce fıkıh öğrenin, sonra ticaret yapın. Allah'a yemin olsun ki ümmetin içerisinde faiz, karıncanın siyah taş üzerinde hareket etmesinden daha gizlidir."[26]


Allah Resulü (s.a.a.) şöyle buyurdu:


Bir zaman gelecek ki faiz yemeyen kimse kalmayacaktır ve eğer faiz yemezse dahi faizin tozu ona ulaşacaktır.[27]


Faiz Yemek İçin Hile Yapmak


Allah Resulü (s.a.a.) şöyle buyurmuştur:


"İnsanlar için öyle bir zaman gelecektir ki, ribayı alışveriş, şarabı sirke ve rüşveti ise hediye adı altında helâl sayacaklardır."[28]


İmam Ali'den (a.s.) Resulullah'ın (s.a.a.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:


"Ey Ali! İnsanlar çok yakında mallarından dolayı imtihan edileceklerdi… Sonra şöyle buyurdu: Onlar yalan şüpheler ve karmaşık heveslerle Allah'ın haramını helâl sayacaklardır; şarabı sirke, rüşveti hediye ve ribayı alışveriş olarak helâl sayacaklardır."[29]


Faiz Yiyenin Akıbeti


"Eğer böyle yapmazsanız (faizi bırakmazsanız), o zaman Allah ve Resulü'ne karşı savaştığınızı ilan edin"[30] ayeti nazil olduktan sonra Resulullah (s.a.a.) faiz yiyenin dünyevî cezası hakkında şöyle buyurdu:


"Kim faiz alırsa öldürülmesi farzdır."[31]


Faiz yiyenin uhrevî cezası hakkında da birçok hadis nakledilmiştir. Bunlardan biri Resulullah'ın (s.a.a.) buyurmuş olduğu şu hadistir:


"Kim faiz yerse (alırsa) Allah onun karnını faiz yediği miktarca cehennem ateşi ile dolduracaktır. Eğer faiz yoluyla bir mal kazanmışsa Allah onun amelinden hiçbir şeyi kabul etmez ve faizle elde ettiği malın bir kuruşu yanında olduğu sürece Allah ve melekler daima ona lanet ederler."[32]


 Faize Şahitlik Etmenin Haram Olması


Faizi almanın ve vermenin haramlığından öte faiz toplantısında senet yazmak ve şahit olarak bulunmak dahi haramdır. Bu konu Şia ve Ehlisünnet kanalıyla nakledilen birçok hadiste yer almıştır. İmam Ali (a.s.) şöyle buyuruyor:


"Allah Resulü (s.a.a.) faiz yiyeni, onunla alışveriş yapanı, müşterisini, senet yazanı ve onun iki şahidini lanetlemiştir."[33]


İmam Bâkır'dan (a.s.) İmam Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:


"Faizi alan, veren, yazan ve onun iki şahidi günahta eşittirler."[34]



Faizin Haram Kılınma Sebebi


Hişam b. Hakem, İmam Sadık'a (a.s.) faizin haram kılınmasının sebebini sorduğunda İmam şu cevabı verdi


Eğer faiz helâl olsaydı, insanlar ihtiyaçları olan ticareti terk ederdi. Allah, ribayı insanların haramı terk edip helâle doğru gelmeleri, ticarete ve alışverişe dönmeleri için haram kıldı.


İmam Rıza (a.s.) Muhammed b. Sinan'ın sorduğu sorulara şöyle cevap verdi:


"Faizin haram kılınma sebebi Allah'ın insanları ondan sakındırmasından dolayıdır. Çünkü faiz, malın yok olmasına sebep olmaktadır. Zira eğer bir insan bir lirayı iki liraya satın alırsa, bir liranın değeri bir liradır, diğer bir lira ise haksız yere alınmış ve batıldır. Sonuç olarak faizli alışveriş, satıcı ve alıcının zarara etmesine sebep olmaktadır. Allah ribayı kullarına haram kıldı. Çünkü faiz malın yok olmasına sebep olmaktadır. Faizinın veresiye alışverişlerde haram kılınma sebebi iyi işlerin ortadan kalkmasına, malların yok olmasına ve insanların borcu terk edip fırsatçılık peşinde koşmasına yol açtığı içindir. Oysa borç vermek iyi işlerdendir. Riba ise zulme, fesada ve servetin elden gitmesine sebep olmaktadır."