Vesvese Nedir?

Kıyamete kadar kendini insanları cehenneme sürüklemeye adayan şeytan elbette ki Allah’ın sevdiği güzel kullarını bir türlü rahat bırakmıyor. Vesvese her insanda görülür ve Müslümanlarda daha çok dert olur. Çünkü boş eve hırsız girmez ve şeytanın bir mümin kalbinden çalmak istedi birçok hazne vardır. 

Bazı insanlarda hastalık derecesinde takıntıya, kaygı bozukluğuna kadar ilerleyebilir. Gelecek korkusuyla dövülmeden ağlayan, ya şu başıma gelirse, ya şöyle yaptıysam, şurası tam temiz olmadı gibi takıntılar artık hayatı bu kardeşlere zindan eder. Vesvese bazı kardeşlerin gerçekten başına büyük bir bela olabilmekle beraber her müminde olduğu için inşallah bu yazıda herkese bir şifa vardır.


VESVESE NEDİR?


Vesvese, Allah’ın mümin kullarını şeytan vesilesi ile imtihan etmesidir. Sabredilirse çok büyük sevaplar vardır. Kurtulmak için Allah’a samimiyetle dua edip çok yalvarmak gerekir.


Vesvese; şeytanların dürtüsü olup, bazen kulağa bir fısıltıymış gibi gelebilen veya beyinimize bir düşünce halinde doğan, bir çok insanın bunların ne olduğunu ayıramayıp kendi fikri sanarak çelişkiye düştüğü ve hatta bunalıma girdiği bir durumdur. Vesvese genelde bilgi eksikliğinden olur. Onun tedavisi de o eksikliği onun ilmini öğrenerek giderebiliriz.


AKLIMIZA GELEN HER DÜŞÜNCE BİZE Mİ AİTTİR?


Akla her gelen iyi veya kötü düşünce insanın kendisine ait değildir. Ancak bunlardan her hangi birisi beğenilip kabul görürse, işte o düşünce o vakit insanın kendisine ait olur. Eğer bu kötü düşüncelerden olup da küfür veya şirk türünden ise, bunlardan birisini benimseyen kimse, dili ile söylemese de kafir olur. Eğer akla gelen bu kötü düşünceler küfür ve şirk türünden değil de amel yönünden haram şeyler ise, hırsızlık, zina içki gibi işler yapılmadığı sürece günah yazılmaz, ancak; kibir, hased, kin, Müslümana buğz (öfke), hırs, gibi kalple işlenen günahlar, kalpte olduğu sürece günah yazılır fakat kişi bunları helal görmediği sürece küfür olmaz.


Allahu Teala buyurdu ki, mealen:
–“Ona (nefse) iyilik ve kötülüklerini ilham eden (Allah’a) yemin olsun.” (Şems, 91/8)


Hadis-i Tirmizi’de, Abdullah b. Mesud’dan rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.):

– “İnsanoğlunda bir şeytanî vesvese bir de melekî hatırlatma vardır. Şeytani vesvese hakkın yalanlanması ve kötülüklerin yapılması; melekî hatırlatma ise, hak ve hakikatin tasdik edilmesi ve güzel işlerin yapılması yolunda telkinler yapılır. Buna göre içinden hayır işlerine dair telkinler alan kimse, bunun Allah tarafından olduğunu bilsin ve O’na hamd etsin. Kötülük telkinini alan kimse de kovulmuş şeytandan Allah’a sığınsın.” buyurmuştur. ve ardından: “Şeytan size fakirliği vadeder ve hayâsızlığı emreder.” (Bakara, 2/268) mealindeki âyeti okumuştur.”


Vesvese hakkında  Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerindeki açıklamalar, mealen: -“Muhakkak ki onun (şeytanın) iman eden ve Rablerine güvenen kimseler üzerinde hakimiyeti yoktur. Muhakkak ki onun hakimiyeti onu dost edinen ve onu (Allah’a) eş koşanların üzerinedir.”
(Nahl: 99-100)          


– “Onları(insanları) -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah’ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse kuşkusuz o apaçık bir hüsrana uğramıştır.” (Nisa /119)


– “O, onlara söz verir, kuruntulara /ümitlere düşürür; fakat şeytan onlara kuru bir altatmadan başka ne vaad eder? (Nisa- 120)


– “(Şeytan) Onlara vaadler ediyor onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey va’detmez.” (4/120)


– “(Allah’tan’tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar) sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.” (A’raf-201)


– “Andolsun insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.” (Kaf-16) 


Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
– “Melekten gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur Şeytandan gelen vesvese, İslamiyet’ten ayrılmaya sebep olur ” (Tirmizi)


Şeytan, insanın kan damarlarında dolaşarak saptırıcı fikirlerini insana hatırlatmaktan asla geri durmayan iman hırsızı ve insanların düşmanıdır. İnsanın kalbine ve beynine gelen düşünceler iki farklı türdendir. Birisi saptırıcı, diğeri sağduyunun hakim olduğu olumlu düşüncelerdir. Bunlara negatif ve pozitifte denebilir. Saptırıcı düşüncelere cin şeytanları veya insan şeytanları veya bunların sebebi ile insanın işlediği kötülüklerden hasıl olan kötü hatıralar sebep olmaktadır. Her türlü hayaller ve kuruntularda bunlar sebebi ile oluşmaktadır. İyi düşüncelere gelince, bunlar ya melek tarafından veya insanın daha daha önce işlediği iyi işlerin hatıralarının sebep olması ile oluşmaktadır. Bunların dışında bir de, Allahu Tealanın kalbe ilhamı ettiği iyi düşünceler sebebiyle oluşan olumlu düşünceler bulunur. Bu sebepledir ki, insanın  kalbi ve beyni yaşadığı süre içinde olumlu ve olumsuz düşüncelerden asla boş kalamaz.

Nas suresinde Allahu Teala buyurur ki, mealen:
– “Sinsice kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran’ vesvesecinin şerrinden.” (Nas/4)


– “ Ki o insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku kuruntu fısıldar)” (Nas/5)


– “ Minel-cinneti vennâs.” Mealen: “(O vesvese verenler hem cin şeytanlarından, hem de insan şeytanların olur.)”  (Nas-6) 

 
Soru: İnsan aklına gelen her düşünceden sorumlu mudur?


Cevap: Bu soruyu Allah’ın Rasulünün(aleyhissalâtu vesselâm) bir hadisi ile açıklayalım. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:


– “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in ashabından bir kısmı ona sordular: “Bazılarımızın aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağına kaniyiz.”


Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):


– “Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?” diye sordu.


Oradakiler


– “Evet! deyince: O:


– “İşte bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez) dedi. “Müslim, İman 209 (132); Ebu Dâvud, Edeb 118 (5110).


Diğer bir rivayette:


– “(Şeytanın) hilesini vesveseye dönüştüren Allah’a hamdolsun” demiştir.


Müslim’in İbnu Mes’ud (radıyallahu anh)’dan kaydettiği bir rivayet şöyledir: Eshab dediler ki:


– “Ey Allah’ın Resulû, bazılarımız içinden öyle sesler işitiyor ki, onu (bilerek) söylemektense kömür kesilinceye kadar yanmayı veya gökten yere atılmayı tercîh eder. Bu vesveseler bize zarar verir mi?”


– “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): “Hayır bu (korkunuz) gerçek imanın ifadesidir” cevabını verdi.” (1363)


Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den rivâyet olunduğuna göre Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:


– “Horozların öttüğünü işittiğinizde (dileklerinizi) Allâh’ın fazl-ü kereminden isteyiniz!. Zirâ horozlar melek görmüşler (de öyle ötmüşler) dir. Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytan (ın şerrin) den Allâh’a sığınınız (ve: Eûzü bi’llâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm, deyiniz). Çünkü merkep şeytan görmüş (de öyle anırmış) dır. ( 1384)


İbn-i Abbâs radiya’llâhu anhumâ’dan gelen bir rivâyete göre şöyle demiştir:


– “Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem (muazzez hafidleri) Hasen’le Hüseyn’e (meâli aşağıdaki duâyı) okurdu. Ve: (Büyük) babanız (İbrâhîm) de bu duâyı (oğulları) İsmâil ile İshâk’a okurdu! der idi:


– “Allâh’ım, ins, cinn, şeytanlarının şerrinden, (zehirli) haşerattan ve dokunan her kötü gözden- şifâ veren kelimelerine sığınırım.