Bakara Suresinin Son İki Ayeti

Bakara Suresinin Son İki Ayeti


Ebû Mes’ûd el-Bedrî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Kim Bakara sûresinin sonundan iki ayeti geceleyin okursa bunlar kendisine yeter.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 10, 27.)


Açıklama


Hadisin râvisi Ebû Mes‘ûd el-Bedrî, daha çok künyesi ve nisbesiyle bilinen Ukbe b. Amr el-Ensârî’dir. Medineli âlim sahabiler arasında sayılan Ukbe, Rasûl-i Ekrem’in irtihalinden sonra Kûfe’ye yerleşmişti. Bilahare Medine’ye döndü ve 42/662 yılında burada vefat etti. Müslümanlar arasında her daim sulh ve sükûnetin devam etmesini isteyen Ebû Mes‘ûd el-Bedrî, kendilerine öğüt vermesini isteyenlere: “Büyük çoğunluğa (cemaat, ehl-i sünnet, sevâd-ı âzam) sarılmanızı tavsiye ederim, zira Allah Teala bu ümmeti hatada birleştirmeyecektir.” derdi. Allah ondan razı olsun. 


Hadiste geçen “iki ayet ona yeter.” cümlesi, “inanç, gece ibadeti, Kur’an okuma veya başka bir kulluk arayışı yerine geçer.” diye anlaşıldığı gibi “bela ve afetten, görünen ve görünmeyen her türlü kötülükten korunmaya sebep olur.” diye yorumlandığı görülür. Ancak bu manaların hepsinin kastedilmiş olması da mümkündür. (bkz. Nevevî, el-Minhâc fî şerhi Sahîh-i Müslim, VI, 132; İbn Hacer, Fethu’l-bârî, VIII,  685.)


Bahis konusu Bakara suresinin son iki ayetinin (285-286) meali şöyledir: “Allah’ın elçisi ve müminler, Rabbinden ona indirilene iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandılar. ‘O’nun elçileri arasında ayrım yapmayız.’ ve ‘İşittik, itaat ettik, bağışlamanı dileriz Rabbimiz, gidiş sanadır.’ dediler. Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri üzerimize yükleme! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın, artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!”


Rasul-i Ekrem’e miraçta Bakara suresinin son ayetlerinin verilmiş olduğunu ifade eden hadis (Müslim, İman, 279; Ahmed b. Hanbel, I, 422.), bu ayetlerin faziletini göstermesi bakımından önem arz eder.


Bilindiği üzere, ilk beş ayetiyle Bakara suresi, ahiret ve gayb âlemine, Kur’an’a ve önceki kitaplara iman eden, namaz kılan ve infak eden kulların hidayet ve felaha erişmiş olduklarını beyan ederek başlar. Son iki ayette ise bu kulların sahip oldukları iman, amel ve ahlakın mükâfatı olarak Allah tarafından onların takdir ve taltif edildikleri, hür ve müstakil iradeleriyle görev ve sorumluluklarını kolaylıkla yerine getirebilecekleri, unutma ve yanılmadan doğan kusurlarının bağışlanacağı müjdesi verilir. Ayrıca kendi güç ve gayretlerini seferber eden kulların, Allah Teala’dan af, mağfiret ve merhamet niyaz ederek ve “Sen bizim Mevlâ’mızsın, inkârcılara karşı bize yardım et!” diye yalvarıp yakararak O’nun yardımına sığınmaları gerektiği öğretilir. Nitekim Peygamberimizin (s.a.s.) okuduğu her bir dua cümlesinden sonra Allah Teala “Kabul ettim.” diyerek bu niyaza icabet eder. (Müslim, İmân, 199-200.)


İşte taşıdığı bu fazilet, hikmet ve anlam derinliği sebebiyle olacak ki Rasûl-i Ekrem, son iki ayetin bir mümin için yeterli olduğunu açıklar. Esasen Yüce Kur’an’ın ikinci ve en uzun suresi olan Bakara, birinci suresi Fatiha’da geçen “Rabbimiz, sen bizi doğru yola ulaştır!” ayeti ile “hidayet” ile “gazaba uğramış olanlar” ayetindeki “Yahudi karakteri”nin geniş bir açıklaması gibidir. Son iki ayet ise Tunuslu tefsir ve fıkıh âlimi İbn Âşûr’un ifadesiyle “makabli için bir fezleke” hüviyeti taşır.


Gerçekten de Bakara suresi, iman esasları, tevhid inancı, Allah, insan ve kâinat arasında ilişki kurmanın yolları, peygamberler tarihi ve kıssalar, İsrâiloğulları’nın karakteri ve din anlayışı, İslam’ın aydınlık yolu hidayet ve takvanın tezahürleri, savaş ve gerekçesi, hukuk, ahlak, ahkâm ve hikmetler, mucizeler ve darb-ı meseller, yaratılış, ölüm, diriliş ve büyük hesap günü gerçeği itibarıyla hayli dikkat çeker. Nüzulü bütün Medine devri boyunca süren, içinde ayete’l-kürsî bulunan, “senâm (zirve)” ve “zehrâ” diye nitelenen Bakara suresi, bu yüzden Fatiha suresinden sonra en faziletli sure sayılır. “Bakara suresini okuyun. Zira onu esas almak bereket, terk etmek ise hüzün ve nedamettir.” (Müslim, Müsâfirîn, 252.) hadisi de bu noktaya vurgu yapar. 


Bakara suresinin sonunda “Âmenerrasûlü” diye meşhur olan iki ayet, hemen her Müslüman tarafından ezberlenmiş ve yatsı namazından sonra cami, mescit ve meskenlerde okunması anane hâline gelmiştir. Aslında bu iki ayetin aile efradına belletilmesi gerektiğine dair hadis (Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 14.) yanında şu hadis ve sahabe tecrübesi de bir aşır olarak Âmenerrasûlü’nün okunup ezberlenmesinde ve yaygınlık kazanmasında etkisini göstermiş olmalıdır: Cibril (a.s.) Rasulullah’a (s.a.s.) selam vererek şu müjdeyi verdi: “Sana verilen iki nur ile sevinmelisin! Bunlar senden önce hiçbir peygambere verilmemişti: Kitabın Fatiha’sı ve Bakara suresinin son iki ayeti. Onlardan okuduğun her bir kelimenin karşılığı sana mutlaka verilecektir.” (Müslim, Müsâfirîn, 254.)


Hz. Ali diyor ki: “Akıl ve idrak sahibi hiçbir kimsenin Bakara suresinin sonundan şu ayetleri okumadan uyuduğunu görmüş değilim.” (Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 14.)


Ayrıca, Abdullah İbn Ömer’in (r.a.) kabri yanında Bakara suresinin ilk ve son ayetlerinin okunmasını vasiyet ettiği bilinir. (bkz. İbn Kayyim el-Cevziyye, er-Rûh, s. 12.)


Netice itibarıyla iman ilkelerini hatırlatan, dünya-ahiret mutluluğunu kapsayan dua ayetleriyle Âmenerrasûlü daha bir şuur hâliyle, “İşittik ve isyan ettik.” diyen Yahudi karakterinin aksine “İşittik ve itaat ettik.” diyen Müslüman teslimiyetiyle okunarak hayata anlam kazandırılmalıdır. Zira bilinmelidir ki Kur’an-ı Kerim’in en son nazil olduğu kabul edilen şu ayeti de aynı sure içindedir:


“Hesap vermek üzere Allah’ın huzuruna çıkarılacağınız günden korkun. O gün herkese dünyada yaptığının karşılığı tam olarak verilecek ve kimse haksızlığa uğramayacaktır.” (Bakara, 2/281.)


Hadisten Öğrendiklerimiz


• Hadisin râvisi Ebû Mes’ûd el-Bedrî diyor ki: “Büyük çoğunluğa (cemaat, ehl-i sünnet, sevâd-ı âzam) sarılmanızı tavsiye ederim zira Allah Teala bu ümmeti hatada birleştirmeyecektir.”


• Kur’an tilaveti en faziletli zikirdir. Bakara suresinin son iki ayeti (Âmenerrasûlü) ezberlenmeli, manası öğrenilmeli ve her gece okunmalıdır.


• Bu iki ayeti hayata geçirmek bereket, ihmal etmek ise pişmanlık sebebidir. Zira bunlar iman, amel, ahlak esasları, dua ve iltica yerine geçer.


Yazan  Prof. Dr. Zekeriya GÜLER